Eklem ağrıları kas-iskelet sorunlarında ayaktan tedaviye başvurma sebeplerinin başında yer almaktadır. Gelişmiş teşhis yöntemlerinden MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme) eklem kıkırdak lezyonlarının tedavisine yönelik seçenekleri arttırmakla beraber, seçeneklerin isabetli olmasına ve zamanlama kararına etkisi kısıtlıdır. Erken tanı ve yeterli tedavi kıkırdak dokunun geri dönülmez kayıplarını önleyebilir.
Kıkırdak dokusu metabolik olarak aktif bir dokudur, Yüzeysel kayıplar dışında kendi kendini tamir yeteneği yoktur. Kıkırdak hücresi rejenerasyon kabiliyeti olmadığından kayıplar, hücresel migrasyon ve matriks üretimi ile ancak 1 mm kadar kapatılabilir.
Yüzeysel kayıplarda yaralanma subkondral dokuya ulaşmazsa, herhangi bir hücresel migrasyon olmaz. Tam kat yaralanmalarda hemoraji sonrası fibrin ve mezenşimal hücrelerin şekillendirmede rol aldığını görürüz. Bu durumda tamir dokusu firokartilaj niteliğinde skatris dokusu olur.
Hiyalin kartilaj kıkırdağın temel işlevlerinden kayışkanlığı sağlamasının yanısıra düzgün ve pürüzssüz bir yüzey Sağlar. Fibrokartilaj bir nedbe dokusu olarak dolgu işlevi görür ve artrit fizyopatolojisinde önemli yeri olan, mezanşimal hücrelerden salınan PDGF, TGF-(3 mediatörler ile inflamatuar cevabın zeminini de hazırlar.
Kıkırdak defektinin mekanik engel oluşturması ve artroskopik tedavinin geciktirilmesi, iyileşmenin aşırı nedbe dokusu şeklinde sonuçlanabilir. Bu durum sürtünme ve aşınmayı arttırıp tedaviyi başarısız kılacaktır.
Zaman içinde ağrının giderilmesine rağmen artan osteofit oluşumlara gerçekte fibrokartilaj dokusunun oluşumunda yer alan pluripotent hücre özelliğindeki mezanşimal hücrelerin neden olduğu sert osseöz karakterde iyileşme dokusudur, Dolayısıyla akut inflamatuar cevabın yanı sıra geç dönemdeki sorunlar, mekanik engel oluşturan ve kayganlığı bozan iyileşme dokusu şeklinde olacaktır,
Viskosuplementasyon yüzeyel defektlerin kapanmasında mekanik bir etkinin yanısıra kondral hücrelerinin migrasyonunu sağlar ve yeni kıkırdak oluşumunu hızlandırabilir. Ancak mekanik engel oluşturan durumlarda tek başına uygulanması tartışmalıdır,
Konservatif seçeneklere karşın, artroskopik cerrahi-de amaç kıkırdak lezyonlarının zaman içinde karşı yüzeyde aşınmaya yol açmadan, kabul edilir kayganlığı sağlamak olmalıdır. Yüzeyel kıkırdak lezyonlarında bu işlem, basit bir debridman, daha şiddetli lezyonlarda ise kıkırdak transferine kadar olan seçenekler uygulanabilir.
Basit debridman hücresel migrasyon ve matriks dolgu iyileşmesini temel alır, instabil fragmanlar, kondromalazik odaklar temizlenerek sağlıklı katmanlara rejenerasyon imkanı tanınır. Kıkırdak iyileşmesi hyalen olmakla birlikte, bölgesel incelme gelişir ve düzensizlik devam eder, Yaralanma bölgesinin kayışkan mekaniği incelme dolayısıyla bozulmakla beraber, karşı yüzey aşınmasının önüne geçilmiş olur.
Kıkırdak transferi yüzeyi düzgün bir alandan kıkırdağı osteokondral greffle alınması işlemidir. iyileşme tamamlandığında yüzey hyalen kıkırdak ile tam kat kapatılmış olur.
Zamanında, doğru tanımlanmış kıkırdak lezyonunun doğru tedavisi uzun dönem eklem fonksiyonunun korunması anlamına gelir. Tedavide eradikasyon hedeflenerek doğru seçenek derhal belirlenmelidir. Bu seçimde MRG ne kadar duyarlı ve etkindir? Cevabı gelişen teknoloji ile giderek MRG lehine görünse de yüzeyel lezyonlarda duyarlılığı henüz yeterli değildir.
Kıkırdak lezyonlarının tespiti
Kıkırdak yaralanmaları veya dejenerasyonlarının tanısında sorun, ana yakınmanın ve günlük aktivite sırasında ağrının ortaya çıkması şeklinin meniskal lezyonlara oldukça benzerlik göstermesidir.
Fizik muayene sırasında provokasyon manevraları sıklıkla kondiler lezyonlarda da ağrılı olabilir. Ayırıcı tanı ve tedavi planlamasında kaçınılmaz olan MRG tetkiki ile fizik muayene bulgularının bağdaşmaması durumunda yüzeyel bir kıkırdak lezyonunun varlığı kısa süreli konservatif cevap sorgulanarak ortaya konmalıdır. Konservatif tedaviye rağmen azalmayan veya tedavi bitiminde tekrarlayan ağrının artroskopik eklem muayenesi kıkırdak lezyonunun erkenden belirlenmesinde altın standarttır.
Kıkırdak lezyonları nadiren de olsa çapraz bağ yaralanması olarak MRG rapor edilebilir. Bu durumda klinik ağrılı diz nedeniyle ayırt edilemezse geniş kıkırdak lezyonu konservatif bağ tamiri kararı ile atlanabilir (Şekil 1).
Kıkırdak lezyonlarının tanısında MRG yöntemleri ve zorluklar
MRI tetkiki ile raporlanan kıkırdak lezyonları, yüze-yel devamlılık kaybı ve düzensizlik, subkondral ödem varlığının kaydedilmesi dışında özel bir sınıflama kullanılmadığı sıklıkla görülmektedir. O halde klinisyenin yüzeyel kıkırdak lezyonunun varlığından şüphe etmesi iyi bir fizik muayene ile mümkün olsa dahi lezyonun teyidi mümkün olamayabilmektedir.
MRG'nin 1 Tesla gücün altında klinik uyumlu sonuçları ve duyarlılığı azalmaktadır. Magnet gücü ile orantılı kıkırdak lezyonlarına duyarlılık artmaktadır.
Digital yazılım desteği STIR görüntülemeler, spin eko T1 /T2 kıkırdağa özel sekans ve gradient ayarlan duyarlılığı arttırmakta ve bu yüzden literatürde %18-80 arasında geniş bir aralıkta duyarlılık rapor edilmektedir.
MR-artrografi sık kullanılmayan iyi bir fizik muayene sonrası şüpheli lezyonun tespitinde faydalıdır ancak pratikte yerini bulamamıştır. Yüzeyel erozyonların tespiti zor olduğu gibi fokal odakların kesitlerin dışında kalıp atlanması ihtimali oldukça kuvvetlidir.
MRG subkondral ödem varlığında yüzeye ulaşmayan kimi lezyonları yalancı pozitifliği %14 oranında ortaya koyabilir. Bunun yani sıra yalancı negatif oranı duyarlılığa bağlı değişmekle beraber daha yüksek (%16-30) oranında bildirilmiştir.
Dejeneratif kıkırdak lezyonları yagın ve yüzeyel olduğunda, bulguların önemli bir kısmından sorumlu olsa dahi MRG ile ortaya konamayabilir (Şekil 2).
Her ne kadar tam kat lezyonlarda MRG duyarlılığı %100 olduğu iddia edilse de, MRG bulgusu vermeye-bilir (Şekil 3). Ayak bileği gibi küçük eklemlerde kıkırdak lezyonlarının tespiti çok daha yanıltıcı olabilmektedir. Tam kat bir lezyon MRG kesitlerinde saptanamadığı gibi yagın talus ödemi yalancı negatif olabilir (Şekil 4).
Klinik olarak son derece gürültülü olan fragmante olmuş fiep tarzı kıkırdak yaralanmaları MRG bulgusu çoğunlukla vermezler (Şekil 5).
Benzer şekilde yaygın-yüzeyel kronik subkondral inflamasyon süreci sona ermiş lezyonlarda atlanabilmektedir (Şekil 6).
Artroskopi etkinliği
Konservatif tedaviye rağmen geçmeyen eklem ağrılarında fizik muayenenin klavuzluğunda klinisyenin seçenekleri arasında artroskopik tanısal yaklaşım mutlaka olmalıdır. Artroskopik tanı, video görüntülemenin yanı sıra dinamik muayene ile kıkırdak yumuşamalarını yüzeyel kayıp olmasa da ortaya koyarak kliniği açıklayabilmektedir.
Kıkırdak lezyonları artroskopik sınıflamaları lezyonun topografisini fokal, geniş veya öpüşen lezyon şeklinde ortaya koymalı ve derinliğinin yüzeyel, orta derecede veya tam kat olmasına göre yeterli bilgi aktarabilmelidir. Ancak her iki özelliği de tanımlayan pratik ve genel kabul gören bir sınıflamayı kliniğimizde kullanamadık. Yüzey değişiklikleri Outerbridge'in popülerize ettiği kıkırdak lezyonlannı 4 derecede tanımlama alışkanlığını sürdürerek, topografik olarak fokal, geniş ve öpüşen lezyon olarak karakterize etmeyi tercih ettik.
Tartışma
Irle ve ark. subkondral bölgeye uzanan yaralanmalarda MRG etkinliği ve duyarlılığını %100 oranında saptarken yüzeyel lezyonlarda yetersiz bulmuştur. Ochi ve ark, benzer şekilde yumuşama, fragmantasyon, erozyon ve tam kat lezyonlarda duyarlılığı giderek artan şekilde %14.3, %57.3, %75 ve %100 olarak tespit etmişlerdir.
Potter ve arkadaşları 600 vakalık serilerde Outerbridge sınıflamasına göre artroskopik görüntülerde MRG spin eko tekniği kullanarak daha duyarlı sonuçlar elde etmişlerdir. Bu çalışmada duyarlılık %87, spesifiklik %94 isabetli tanı %92 oranındadır. Öte yandan yalancı pozitifiik %15 yalancı negatiflik %14 tespit etmişlerdir. Spiers ve ark. nın 58 hastayı içeren prospektif çalışması menisküs lezyonları açısından fizik muayene etkinliğini MRG açısından yetersiz bulmuştur. Bu seride MRG tanı aşamasında %29 oranında tanısal artroskopiyi azalttığının vurgulanması ve duyarlılığın %68 olarak raporlanması anlamlıdır. Bradella ve ark kıkırdak lezyonlarında duyarlılığı %64-80 arasında bildirmişlerdir.
Friemert ve ark spin eko tekniğine ek olarak STIR tekniği ile duyarlılığın arttığı saptasalar da yüzeyel kıkırdak lezyonlarında duyarlılık artışı anlamlı değildir.
Macarini ve ark çalışmasında kıkırdak lezyonunun lokalizasyonuna göre duyarlılığın değişebileceğinin vurgulanması son derece özgündür. Bizim serimizde medial femoral kondil medialindeki kıkırdak yaralanmasının ön çapraz bağ yırtığı ile benzerlik göstermesi bu çalışmanın güzel bir örneğidir,
Duyarlık magnet gücüne ve eko-gradyent seçimlerine değiştirebileceğini vurgulayan bu çalışmalar klinik değerlendirmenin önemini ortaya koymaktadır.
Sonuç
Yüzeyel kıkırdak kayıplarının tedavisi travmatik veya dejeneratif olsun, ağrıyı gidermeli kaygan bir eklem yüzeyi oluşturarak fonksiyonel kapasiteyi arttırmalıdır. Konservatif tedavide lezyon dokunun rejenerasyon sınırları içinde kaldığı sürece bulgular hızla gerilemektedir. Konservatif tedaviye rağmen fonksiyonel kapasitede belirgin düzelme sağlanmamışsa MRG tetkikindeki bulgular yalancı negatif değerlendirilmelidir, Aksi durumlarda yalancı pozitifik sonrası uygulanan artroskopi bir kayıp değildir. Travma sonrası oluşan eklem kontüzyonunda subkondral ödem, lezyonun yüzeye ne oranda ulaştığı konusunda yanıltabilir. Yalancı pozitiflik tüm serilerde yalancı negatif sonuçlara oranla son derece düşüktür. Dolayısıyla kabul edilebilir bir oranla artroskopi uygulamasından kaçınılmamalıdır.
Kaynaklar
Cain EL, Ciancy WG. Treatment algorithm for osteochondral injuries of the knee. Clin Sports Med 2001 Apr;20 (2):321-42
Chen FS,_Frenkei SR, Di Cesare PE. Repair of articular cartilage defects: port IL Treatment options, Am J Orthop
1999 Feb;28 (2):88-99
Duchow J, Hess T, Kohn D, Primary stability of press-fit implanted osteochondral grafts influnce of graft size, repeated insertion and harvesting tecnique. Am J Sports Med 2000 Jan-Feb;28(1):24-7
Morelli M, Nagamori J, Miniaci A. Management of chondral
injuries of the knee by osteochondral autogeneous transfer. J Knee Surg 2002 15(3):185-90
Sanders TG, Mentzer KD, Miller MD, Morrison WB, Campbell SE, Penrod BJ, Autogenous osteochondral plug transfer for the treatment of focal chondral defects, Skeletal Radiol 2001 Oct;30(10):570-8
Takahashi S, Oka M, Kotoura Y, Yamamuro T. Autogeneous callo-osseous graffs for the repair of osteochondral defects. J Bone Joint Surg Br 1995 Mar;77(2):194-204
lrie K, Yamada T, Inoue K. A comparison of magnetic resonance imaging and arthroscopic evaluation ofchondral lesions of the knee Orthopedics, 2000 Jun;23(6):561-4.
Potter HG, Linklater JM, Ailen AA, Hannafin JA, Haas SB Magnetic resonance imaging of articular cartilage in the An evaluation with use of fast-spin-echo imaging. J Bone Joint Surg Am. 1998 Sep;80(9):1276-84.
Spiers AS, Meagher T, Ostlere SJ, Wilson DJ, Dodd CA, Can MRI of the knee affect arthroscopic practice? A prospective study of 58 patients. J Bone Joint Surg Br. 1993 Jcin;75(1):49-52,
Bredella MA, Tirman PF, Peterfy CG, Zarlingo M, Feller JF, Bost FW, Belzer JP, Wischer TK, Genant HK, Accuracy of T2-weighted fast spin-echo MR imaging with fat saturation in detecting cartilage defects in the knee: comparison with arthroscopy in 130 patients, AJR Am J Roentgenol, 1999 Apr;172(4):1073-80,
Kuikka PI, Kiuru MJ, Niva MH, Kroger H, Pihlajamaki HK Sensitivity of routine 1.0-Tesla magnetic resonance imaging versus arthroscopy as gold standard in fresh traumatic chondral lesions of the knee in young adults, Arthroscopy. 2006 Oct;22(10):1033-9.
Macarini L, Murrone M, Marini S, Mariano M, Zaccheo N, Moretti B, MR in the study of knee cartilage pathologies: influence of location and grade on the effectiveness of the method. Radiol Med (Torino). 2003 Apr;105(4):296-307,
Ochi M, Sumen Y, Kanda T, lkuta Y, ltoh K. The diagnostic value and limitation of magnetic resonance imaging on chondral lesions in the knee joint Arthroscopy. 1994 Apr;10(2): 176-83,
Friemert B, Oberlander Y, Schwarz W, Haberle HJ, Bahren W, Gerngross H, Danz B. Diagnosis of chondral lesions of the knee joint: can MRI replace arthroscopy? A prospective study. Knee Surg Sports Traumatol Arthrosc. 2004 Jan;12(1):58-64. Epub 2003 Aug 5.